14 Ekim 2010 Perşembe

GERÇEK ÇIPLAK DOLAŞMAZ Ö.K.

Gerçeği bütün çıplaklığı ile göremezsiniz; Çünkü gerçek çıplak dolaşmaz. Gerçek hep giydirilir. Üstelik niyet çoğu zaman onu üşümesini önlemek değildir. Üstü örtülen gerçekler buz keser. Gösterilmeden kimseciklere bir şeylerin gerisinde berisinde donar kalır. Zamana bırakırlar, derler ki; gün gelir nasılsa açığa çıkar. Ne de olsa; zaman aradaki, gerideki berideki buzları eritir. Oysa “örtü” kalınca bir perdelik kumaştandır ve gerçeğin üstünü örterken gözlere de iner.


Aç gözlerini der birileri. Çevrene biraz dikkatli bak; oku, dinle, izle… Oysa izlenen de dinlenen de, okunan da çıplak gerçek değildir. Perdeler, en kaliteli kumaştan ışık geçirmez özellikte üretilmiştir. -Kaçışı yoktur, ışık perde de hapistir.- Kim üretmiş derseniz, kılıf imal edenler demekle yetinirim. Kılıf bulanlarla örtüyü örtenler de aynı kişilerdir üstelik.


Çıplak gerçeği gören o kadar azdır ki; kılıf bulanlarla perde indirenler belki de onu gören biricik insanlardır; Nadide, eşsiz, takdir toplayan, hürmetkar iltifatlarla pohpohlanan, kucaklanan, alkışlanan ve tüm bunlar var ya aslında; hep yalandandır, yalancıktan… Kılıf bulanlara inananlar, işlerine geldiği için inanırlar; inanmış gibi yaparlar… Atalarımız ne demiş: “Minareyi çalan kılıfını da hazırlar.”


Yalan, hiç bu kadar iyi olmamıştı. Palavra palavra palavra. Batsın bu dünya. Odalarda ışıksızım… Çünkü örtülerde, perdelerde çok kalın!



Özlem Kaplan

2 yorum:

  1. Tebrikler... Çok estetik çok güzel... başarıların devam edecek eminim...

    YanıtlaSil
  2. sevgili Birkan, teşekkür ederim. Nevin Sultan'ı lütfen öp benim için... :)

    YanıtlaSil