5 Nisan 2010 Pazartesi

Taş gibi içime oturdun!

Gökyüzü camına
saydam, ıslak taşlarını atarken,
gözümden damlalar,
geri dönmüş esmer tenli kağıdı ıslatıyor.
Ve yazıyorum, dudaklarım kadehle öpüşürken.
"Umut'a Özlem."
Ö.K.

Aydınlık ve Karanlık

Aydınlık der ki; Sen, Kar’anlıkken gökyüzünde, ben yeryüzünde seninle üşüyorum.Ö.K

Zavallı Gezgin

O bir gezgindi,
Kadınlar gezerdi.
Bedenlerini izler,
Ruhlarını dinlerdi.
‘Tutkuyla geldiği yerde’ kısa kalır,
Sonra başka kadınlara yolculuk ederdi.
Yolculukları bazen keyifli,
Bazen sıkıcı geçerdi.
Her yolculuk sonunda,
Geriye kalan aslında,
Bir an(ı)dan ibaretti.
O harcadığı her kadınla,
Anılar biriktiren bir gezgindi.
Bir gün gezgin anılarında kayboldu.
Anılar kadınlardı.
Gezgin kadınlarda kayboldu.
“Bir kadın”da kaybolmaktan korktuğu için gezgin, “kadınlar”da kayboldu.
O artık yoktu.
O artık herkes için hiç kimseydi.
Hiç kimse olmak kötü hissettirdi,
Gezgininin düşünme vakti gelmişti;
Böylece kendine yolculuğu başladı.
Kendine gelmek zordu.
Zoru başarması için bir kadın yanında durdu.
Ve sonunda gezgin o “bir kadın”da kendini buldu!..
Ö.K.