12 Mayıs 2013 Pazar

Bir Vakitler Bir Aşk Varmış Desinler


“Bir vakitler” diye başlayan yazının kahramanları, bir adam ve onu yıllardır görmeyen bir kadındı. Tesadüf eseri, alelade bir yerde ayak üzeri kesişen yolları kısa sürede ayrılmıştı. Hayatları başkaydı… Adam kadını kısa sürede unuttu, hayatına baktı: hayalleri ve onları gerçekleştirmek için kurduğu makul planları vardı. Hayat adama cömert davrandı ve beş yıl içerisinde ona istediklerini verdi. Ülkeler gördü adam, şehirlerde yaşadı, kadınlarla tanıştı. Kadın hiçbir yere kımıldayamadı, adamı uzaktan izlemekle yetindi. Evrenin cömert enerjisine güvenerek umut etmeyi sürdürdü. Gördüğü bir fotoğraf, duyduğu bir kelimeyi hafızasına kaydedip, içinden tekrarladı… Sonsuz bir özlem duydu, engel olamadığı bu his içini çöle çevirdi, yaktı kavurdu. Arabesk filminde Şener Şen’in çölde “Allahım kör et beni” şarkısını söyleyerek sürünüşü gibi süründü senelerce ve haline acısa mı yoksa gülse mi bilemedi… Aslında kadın salak da değildi: Kendi kendine neden bunu yaptığını çok sordu ama bir türlü doğru cevabı bulup veremedi. Sadece salak olmamasına rağmen(!), salak bir saplantıyla bu adamı unutmamayı sürdürdü. İspanyolların dediği gibi “Hayat varsa umutta vardır.” son nefesini verinceye kadar o adamın adını unutmayacağını da biliyordu ve yeniden yollarının bir nedenden kesişeceğine duyduğu inancı hiçbir zaman yitirmedi. Adam şimdi bir yerde mutlu mesut yaşıyor ve kadın başka bir yerde onu unutmamayı sürdürüyor… Aşk kumar gibidir, kim kazanacak kim kaybedecek bilinmez ve Hayat sürprizlerle doludur, vakti gelir veri verir masum yüzlü arsız bir kadın gibi şaşarsın. "Bir vakit verelim" görelim(!)

...
Ölmezsem yazarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder