Terbiyesiz Şoför
…
Sabahın erken saatlerinde dolmuş durağında beklerken, 3 ay
önce yine bir dolmuşta tanışıp ahbap olduğum hanımı gördüm, göz göze geldik,
bana selam vermedi. Hiç yakıştıramadım (!) O günlerde Ankara’da kış çok çetin
geçiyordu ve biz eve dönüş yolunu birlikte almıştık. “Kar, ter” içinde 5 saatlik
yolu birlikte göğüslemiştik. Buz yüzünden tekerlekler ilerlememişti de; Dolmuş
şoförü kümesteki tavukları kışkışlar gibi, tümü kadınlardan oluşan yolcuları kovarken
birlikte karşı durmuştuk. Hey gidi be (h)!!! Kış kış!!! Neyse (h) çok şükür bahar geldi. Artık Eskişehir Karayolu üzerinde ilerlerken
bizi geciktiren tek neden trafik yoğunluğu ve yolu tıkayan olası kazalar…
…
Dolmuş geldi, dolmuşa
doluştuk. Soldan üçüncü sıradaki çift kişilik yerimi kimseye kaptırmadım, yine
kuruldum. Tam hareket ettik derken, başka bir beyaz dolmuş önümüze kırdı.
Şöför saniyesinde köpürdü, savurdu
küfürü; “Ayı (h) !!! Senin durağın mı ora, ilerle (h)… .mına koduğumun çocuğuuu
(h)!!!
Bütün dolmuş kelimelerin şiddetiyle irkildik. Önümde oturan
zarif görünümlü hanım, “terbiyesiz” dedi. Ben ağzımı doldurup kocaman bir “öküz”
çıkardım içinden… Çevremdekiler duydu ve tepkisiz kaldı. Sözüm şoföre ulaşmadı –İyi
oldu. -
Aslında ben de çalışırken gerildiğimde çok küfür ederim. Bir
yerde okumuştum; İnsan sinirlendiğinde küfrederse tansiyonu dengeliyormuş…
Bahane diye söylemiyorum; yani tansiyonumu dengelese de dengelemese de “küfür
ederim” kendi kendime. O yüzden şoföre verdiğim tepkiyi iş arkadaşlarım
görseydi; “Kardeşim sanki sen etmiyorsun!” derdi.
Ayrıca, hayat masallardaki gibi yalıtılmış ve top pembe
değil. Yeri geliyor küfrün de… Senin gibi tatlı bir bayana yakışır mı? Kalıbını
da bu toplumda topumuz yıkalı uzun zaman oldu. Dolayısıyla, başkaları
küfrettiğinde tasvip etmiyorum ama kendim etiğim de de bunun yanlışlığını fark
etmiyorum! Her insandaki olağan çelişkilerden!
“Yolumuz uzun… Bunu yazan tosun … kosun!” diyorum ve
sözlerimi noktalıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder