6 Nisan 2012 Cuma

YOLCULUK NOTLARI (İKİ)

Gün, bugün çok erken başladı. Saat 07.00 civarı uyandım.
Yataktan çıkmak için kendimi zorladım, başardım. Zaman kazanmak için bir gün
önceden hazırladığım kıyafetlerimi, yarı uykulu yarı uyanık giyinmeye başladım.
O esnada odamı havalandırdım. Biraz nefes teneffüs ettim. Vücudumu açmak için
esnedim, eğildim, ayak parmaklarıma dokunmayı beceremedim. Kaskatı kesilmenin
ne demek olduğunu bir kere daha hatırladım. Kendimi evden dışarı attım.
Kısa bir bekleyiş otobüs… iniş.
Uzun bir bekleyiş boş dolmuş (nihayet)… iniş!
Gidiş, gidiş, gidiş… Taşraya varış.

...
Oturduğum semt Ankara’nın en güzel yerlerinden. İnsanları medeni
ve görgülü. En tıklım tıkış en kıç kıça yolculuklarda bile insanlar nezaketi
elden bırakmıyorlar. Temiz giyimli ve güzel kokulu insanları görmek bana keyif
veriyor. Beni şehir merkezine götüren otobüsün içindeki kitleye kendimi ait
hissediyorum.
İş dolmuşa gelince durumlar değişiyor: İnsanlar değişiyor, koltuklar değişiyor, atmosfer bile değişiyor: Dolmuşlar zehir kokuyor, içinden mutsuzluk yayılıyor. Ama kadın ve erkeğin olduğu her yerde olduğu gibi, dolmuşta da arada duygular titreşiyor: Bakışmalar, inceden flörtler…

Ne yalan söyleyeyim; insanları izlemeyi ve incelemeyi seven biriyim. Eee, bu insan halleri de hoşuma gidiyor. Dozunda olduğu müddetçe! Dozundan kastım da şu: “Kişisel alanımın içindeyken insanlar; yani kıç kıça, dip dibe, yan yana, arka arkayayken, yani fiziksel alan bizi akraba kılarken; otobüs gibi, asansör gibi yerlerde; birbirlerine yakınlık gösteren çiftlerbenim varlığıma saygısızlık ediyor. Sevişme halleri yiyişme halleri gibi algılanıyor tarafımdan ve yüzümü, hangi tarafa çevirsem, dikkatimi hangi tarafa versem bilemiyorum.
Off, pof, pof, pof…

Ama, geniş ve ferah alanlarda; tutuşanlar, öpüşenler, sarılanlar… sevgiye saygımdan iyidir, sorun yok!

Bugün dolmuşta, bir tek yakışıklı delikanlı vardı. Boy yerinde pos yerinde, kumral, kaşlı gözlü, modern giyimli, kendine özenli… Güzelliğinden gözümüze ilişti. “maşallah” dedik. Yolumuza gittik. Bir süre sonra, duraklardan birinden üç güzel kız dolmuşa biniş yaptı.
Baktım: Delikanlı da ufak bir hareketlenme yerinde bir kıpırdanma... Dolmuşa en son binen kızıl güzelle bakışları anlık buluştu. Kızıl saçını şöyle bir tutup kulağının arkasına koydu… Üçüncü gözün sahibi ben, titreşimi hissettim. Yakıştırdım!
Yol boyunca onlar birbirinin varlığından haberdar, ben ikisinin arasındaki enerjiyi sezerek ilerledik. Geldi bahar ayları, gevşedi gönül yayları…

Bu doz güzel dedim içimden, devam, yola devam…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder