21 Mayıs 2012 Pazartesi

YOLCULUK NOTLARI (ON İKİ)


Bu sefer kaleme alacağım yolculuk notum biraz karışık. Çünkü uzun zamandır yazmıyorum ve bir önceki yazımla şimdi arasında geçen zamanda oldukça çok şey yaşadım. Çevremden gelen mesaj bombardımanı aralıksız sürdü. Hangisinden başlasam; kendimi onca hissin, davranışın, düşüncenin arasında nereye sığdırsam bilmiyorum.

Üniversite Hocam! Evet sanırım ondan başlamalıyım.

Okul yıllarında en çok ilgimi çeken insandı o. “Anlamaya çalışın! Sorgulayın! Size verilen hiçbir bilgiyi öylece kabul etmeyin!” deyip dururdu. O da öyle yapıyordu o yüzden de bence hayatında (… işi araştırma ve yeni fikirler geliştirmek olsa da özellikle kariyerinde…) engellerle karşılaşıyordu. Ne de olsa bizim memlekette düşünen bi’de utanmadan düşündüğünü söyleyen biriysen işin pek kolay değildir. Kendimi en özgür hissettiğim dersler ve sınavlar onunkiydi…

irfan erdoğan’ı geniş zamanda seviyorum.

Geçenlerde onun web sitesine girdim “ben kimim” e ne yazmış merak ettim. İnsan şurda doğdum burada çalıştım, şunu yazdım der di mi? Yani hayatta her şeyin olduğu gibi bununda bilindik bir kalıbı vardır. Genel geçerdir yani. Ben Kimim, Öz geçmiş başlığını gördüğünde içeriği bilirsin işte… Ama nerde? Konu oysa… Tahmin etmeliydim aslında. O kalıplara uymaz, o olanı,
öylece sunulanı sorgular, kendine göre yeniden yorumlar ya da örtülü kalmış, “kalması gereken” neresiyse orayı arayıp çıkarır ortaya! Bildik “ezber” bir özgeçmiş yerine insanı sarsan, “insanlığını”, içine fırlatıldığı somut dünyayı sorgulamaya ve gerçeği aramaya, anlamaya teşvik eden bir yazıyla karşılaştım. “Mevcut olan her ne varsa zihninde, çevrende hepsinden arın ve beni öyle oku ve lütfen(!) yazının “öz”ünü ne demek istediği anlamaya çalış! Diye arada bas bas bağıran bir yazı…

Okudum!

“Öz” adını verdiğim bloğumdan, Yolculuk Notları (Sekiz) deki boktan gözlemimden tiksindim. Özlem’in “Öz” ünden uzaklaştığımı nesnelerle hissettiğimi ve onların hissettirdikleriyle gözlemlediğimi gördüm. Ben sorgulamıyordum, ben gözlemlerimde uyutulan kitlenin tam da içinden, onlara aitken olanlara bakıyordum. İnsan gözü açık uyuyabilir mi?

… Biz Rüya Görüyoruz!

Çok yolculuk Notu biriktirdim: Koltuğumdaki El, Sümüklü Muavin, Oyuncu Bebek, Köprü, Pasta Markası, O büyük firmanın çalışanı, İlişkiler...

…Uyanık Kalıp, geç olmadan yazarım umarım!

2 yorum:

  1. Hmm, uzun bir zamandan sonra, uzun zaman oncesinin seni inspire etmesi ilginc bir style geldi bana.

    YanıtlaSil
  2. style yok vedat "öz" var!... :)

    YanıtlaSil