16 Nisan 2012 Pazartesi

YOLCULUK NOTLARI (ÜÇ)

Yüzüme vuran güneş ışıklarıyla uyandım. Güzel bir günde işe gitmek yerine başka bi’ yere gitmek ve mutluluk veren başka bi’ deneyim yaşamak için çaresiz bir istek duydum. Rutine uydum, itaat ettim; kendi kendimi durumla ilgili teselli edip giyindim ve yine yollara düştüm. Benim işe gidişimin tam karşılığıdır “yollara düşmek!” Toplamda 3 saat 25 dakika süren ortalama yolculuk: yürümek, duraklar, toplu taşıma araçları… Çoğul, karmaşık ve aşırı bir gidiş ve geliş hali benimki...

Son dönemde işe geç kalmalar ile ilgili aldığım şimdilik nazik uyarılarsa cabası!.. Eee (!) Atalarımız boşuna dememiş “Çeken Bilir!”diye… Özetle; benim halimi özel taşıtlarında trafik sıkıştığında oflayıp sıkılan işverenler değil; çeken bilir anca…

Bazen, Ankara’da yaşayan ve kariyer anlamında hiçbir zaman tatmin olamamış biri olarak kaderin beni İstanbul’a hazırladığına dair bir hisse kapılıyorum: Şimdiden o güzel, tutkulu ve kaotik şehrin trafiğini yaşadığımı ve ona hazırlandığımı düşünmekten kendimi alamıyorum. Ankara gibi düzenli bir şehirden payıma düşen bu yol çilesi “İstanbul” ile baş edebileceğimi bana bas bas bağırıyor. Evrenin anlayana işaretleri!..


En sevdiğim topuklu ayakkabılarım ayağımda, eğlenceli giyinmişim, ruhum sakin… Dolmuşa adımımı atıyorum, ücreti ödeyip para kuyruğunu aştım derken, hareket eden metal kutu beni sallıyor, silkeliyor, hırpalıyor. Dengemi yitirip yere kapaklanıyorum. Elimdeki bozuk paralar zemine çarparak şangır şungur dağılıyor. Utanmıyorum! Tanrıma şükrederek yerden kalkıyorum. Çok şükür çenemi demir tutunma direklerine vurmadım ve sadece dizlerim sızlıyor; üstelik sadece “inceden”…

Sarışın bir bayanla göz göze geliyorum; Kadın halime gülüyor; Kızmıyorum! Ona “İyi ki çenemi vurmadım!” diyorum… Kendi kendimle ilgili içimden geçense şu oluyor; “Ben kalabalıkta rezil olmak” egosundan arınmış, gelişmiş bir insanım. Keyfim hala yerinde, kendimi aptal düşüncelerle yormuyorum. Oh metal kutunun kirli camlarının gerisinde güneşli bir gün var!..

Sür öküz şoför sür (!) en hoyrat, telaşlı ve kaba halinde sür!.. İşe yetişelim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder